Kuran-ı Kerim

Kur'an-ı Kerim Hakkında Bazı Özet Bilgiler
Kur'an-ı Kerim Hakkında Bazı Özet Bilgiler
Kur’an-ı Kerim Hakkında Bazı Özet Bilgiler

Kur’ân-ı Kerim:

Allah’u Teala’nın Cebrail (Aleyhisselâm) vasıtasıyla Hz. Muhammed (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’e Arapça olarak indirdiği, bize kadar ilk nâzil olduğu şekilde gelen ve Mushaf’larda yazılı olup, okunması ile ibadet edilen, hiçbir kimsenin bir benzerini getiremediği ve getiremeyeceği son ilahi kitaptır. Miladi takvime göre 610 senesinde inmeye başlayan Kur’an, yaklaşık 23 yıl sonra Miladi olarak 632 senesinde inen Maide Suresi’nin 3. ayeti olan Mealen “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim ve üzerinizdeki nimetimi tamamladım” ayet-i Kerimesi ile tamamlandı.

Kur’an-ı Kerim ile ilgili Kavramlar:

Ayet: Kur’an-ı Kerim’deki sureleri meydana getiren cümle veya cümleciklerden herbirine âyet denir. Kur’an-ı Kerim’de 6666 âyet vardır.

Sure: Kur’an’ın birbirinden besmele ile ayrılan her bir bölümüdür. Mekke döneminde inen surelere Mekki, Medine döneminde inan surelere Medeni sure denir. Kur’an-ı Kerim’de 114 sure vardır. bu surelerin içinde en uzun olanı Bakara suresi (ki 255 ayettir), En kısası, Kevser suresidir(ki 3 ayettir).

Cüz: Kur’an’ın yirmi sayfalık bölümlerinden her birine cüz denir. Kur’an’da toplam 30 cüz vardır.

Hizb: Bir cüzün beş sahifelik bölümlerinden her birine “hizb” denir.

Hâfız: Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezberleyen kimselere hafız denir. Bu tür kimseler için “Hâfız-ı Kur’an” veya “Hâfız-ı Kelâm” ifadeleri de kullanılır.

Hatim: Kur’an’ın baştan sona okunmasına denir.

Mukabele: Kur’an’ı topluluk huzurunda, herkesin takip edebileceği şekilde baştan sona okumaktır. Bu ise daha ziyade Ramazan ayında günde bir cüz (20 sayfa) okunmak sureti ile gerçekleşir. Her sene Ramazan ayında Efendimiz (Salallahu Aleyhi ve Sellem), Cebrail (Aleyhisselam) huzurunda o zamana kadar vahiy edilmiş olan Kur’an metnini tamamını okuyordu. Allah Resulü (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) vefat ettiği senenin Ramazanında ise Cebrail (Aleyhisselam) kendisine Kur’an-ı iki defa okuttuğunu, yaniş iki kere mukabele ettiklerini bildirdi. O zamandan beri müslümanlar, Ramazan ayında Kur’an-ı mukabele halinde okumayı adet halşine getirmişlerdir.

Tecvid: Kur’an’ı usul ve adabına göre belli kurallara göre okumaya denir.

Meal: Kur’an’ın başka dillere yakın anlamlarıyla çevrilmesidir.

Tefsir: Kuran’ı Kerim’i insan gücünün imkan verdiği ölçüde anlatmayı gaye edinen ve geniş ölçüde açıklayan, gerektiğinde yorumlayan eserlere "tefsir" denir.

Kur’an-ı Kerim’in Yazılması:

Kur’an ayetleri geldikçe Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), vahiy katiplerini çağırır, ayetleri hangi surenin, neresine yazılacağını gösterirdi. Vahiy katipleri de gösterildiği gibi yazarlardı. Nazil olan ayetleri Ashab-ı Kiram (Allah Teala onlardan razı olsun. Bizleri onların şefaatine nail eylesin) okur ve birçoğu da ezberlerdi. Böylece Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den günümüze dek hem yazılarak, hem de ezberlenerek muhafaza edilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’in Mushaf Haline Getirilmesi:

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in sağlığında Kur’an ayetleri yazılmış olsa da kitap haline getirilmemişti. Çünkü vahiy devam ediyor. ve ayetler, iniş sırasına göre surelere yerleştirilmiyordu. Aksine onların yerleştirileceği bölümler, indirildikten sonra belirlenemediğinden kitap haline getirilemiyordu. Ayrıca Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) hayatta iken böyle bir şeye ihtiyaç da duyulmuyordu. Hz. Ebu Bekir (Radıyallahu Anh)’in halifeliği sırasında dinden dönen kabilelerle savaş başlamıştır. Bu savaşlardan biri olan Yemame savaşında 70 kadar Kur’an hafızı Sahabi şehit düşmüştü. Bu olay Hz. Ömer (Radıyallahu Anh)’ı kaygılandırmıştır. O, Kur’an’ın korunma altına alınması gerektiğini düşünüyordu. Bunun için Hz. Ebu Bekir (Radıyallahu Anh)’e Kur’an’ın bir kitap haline getirilmesi gerektiğini söylemiş, ısrarlı talebi üzerine Halife Hz. Ebu Bekir (Radıyallahu Anh) kabul etmişti. Hafız ve aynı zamanda vahiy katibi olan Zeyd bin Sabit (Radıyallahu Anh)’ın başkanlığında bir komisyon kuruldu ve miladi 633 yılında Kur’an tekrar yazılarak kitap haline getirildi.

Kur’an-ı Kerim’in Çoğaltılması:

Müslümanların toprakları günden güne genişliyordu. Sahabiler din yayılması için çeşitli bölgelere dağılmışlardı. Onların her biri Resulullah Efendimizden öğrendiği biçimde Kur’an okuyor ve okutuyordu. Yazıda hareke ve nokta olmayışı da farklı okuyuşlara yol açabiliyordu. İşte böyle bir ortamda Kur’an’ın okunmasındaki farklılıklar devam ediyordu. Bu durum Hz. Osman (Radıyallahu Anh)’ın halifeliği döneminde de devam etti. Halife ise istişareler sonucunda Mushaf şeklindeki Kur’an’ın çoğaltılmasına ve belli başlı yerleşme merkezlerine gönderilmesine karar verdi.

Kur’an-ı Kerim’in İçerdiği Konular

  1. İnanç Esasları,

  2. İbadetler,
    • Allah’a karşı olan ibadetler
    • İnsanların kendi aralarındaki ilişkileri düzenleyen davranışlar
  3. Dualar,
  4. Ceza ve Mükafatlar,
  5. Ahiret ve evren ile ilgili konular,
  6. Geçmiş milletlerin hikayeleri.

Kuran-ı Kerim bize nasıl yaşayacağımızı, insanlarla uyumlu geçinmenin önemini ve güzel ahlak sahibi olmanın yollarını öğretir. Aynı zamanda nelere, nasıl inanacağımızı ve ne şekilde ibadet edeceğimizi de bildirir. bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de yer alan emir ve yasaklar, insanların iyiliği, huzur ve mutluluğu için yazılmış birer reçete gibidir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir